Yetişkin Dehb Nasıl Teşhis Edilir?

  • Anasayfa
  • / Yetişkin Dehb Nasıl Teşhis Edilir?
Yetişkin Dehb Nasıl Teşhis Edilir

Yetişkinlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), genellikle çocukluk döneminde teşhis edilse de, bazı bireylerde bu durum yetişkinlikte de devam edebilir. Yetişkin DEHB, iş ve günlük yaşamda zorluklar, ilişkilerdeki problemler ve düşük öz-yeterlik hissi gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Ancak, bu bozukluğun tanı süreci oldukça karmaşıktır ve farklı psikiyatrik bozukluklarla karışabilir.

DEHB Nedir?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), bireylerin dikkatini sürdürme, düşüncelerini organize etme ve kendilerini denetleme konusunda zorluklar yaşadığı bir nörolojik gelişimsel bozukluktur. DEHB, genellikle çocuklukta teşhis edilse de, bu bozukluk yetişkinliğe kadar devam edebilir. DEHB’li bireyler, aşırı hareketlilik, dikkat dağınıklığı, dürtüsellik ve planlama gibi alanlarda zorluklar yaşayabilir. Bu durum, kişilerin okulda, işte ve sosyal yaşamda verimli olmalarını engelleyebilir.

DEHB’nin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik faktörler, beyin yapısal farklılıkları ve çevresel etmenlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Bozukluk, yalnızca dikkat eksikliği veya hiperaktiviteyle sınırlı olmayıp, bireyin yaşam kalitesini etkileyen çok yönlü bir durumdur. DEHB, uygun tedavi ve destekle yönetilebilir bir durumdur, ancak erken teşhis ve doğru müdahaleler çok önemlidir.

Yetişkinlerde DEHB Teşhis Süreci

Yetişkinlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) teşhisi, çocukluktaki belirtilerin devam etmesi veya yeni belirtilerin ortaya çıkması durumunda oldukça önemli bir adımdır. Ancak yetişkinlerde DEHB, genellikle yanlış anlaşılabilir ve başka psikolojik veya nörolojik bozukluklarla karıştırılabilir. Bu nedenle, doğru bir teşhis süreci, kapsamlı bir değerlendirme ve dikkatli bir gözlem gerektirir. 

Teşhis süreci, bir psikiyatrist veya klinik psikolog ile yapılan bir görüşme ile başlar. Bu görüşmede, bireyin geçmişi, aile öyküsü, çocukluk dönemi ve yetişkinlikteki davranışları detaylı bir şekilde sorgulanır. DEHB belirtileri genellikle çocuklukta ortaya çıkmaya başladığı için, kişinin geçmişteki akademik başarıları, sosyal ilişkileri ve iş yaşamındaki zorlukları gözden geçirilir. Anamnez, erken yaşlardaki dikkat sorunları ve hiperaktiviteyle ilgili ipuçları sağlar.

Psiko-sosyal değerlendirme, kişinin yaşamındaki stres faktörleri, günlük rutinleri, iş performansı ve sosyal ilişkileri hakkında bilgi toplar. DEHB ile ilişkili olabilecek davranışlar, anketler ve değerlendirme ölçekleri aracılığıyla belirlenebilir. Bu süreçte, kişiye çeşitli testler ve anketler uygulanabilir. Yaygın olarak kullanılan testler arasında Conners’ Adult ADHD Rating Scales (CAARS) ve Adult ADHD Self-Report Scale (ASRS) bulunur.

DEHB’nin belirtileri, başka nörolojik veya psikolojik durumlarla örtüşebilir. Bu nedenle, bir fiziksel muayene ve gerektiğinde nörolojik testler de yapılabilir. Beyin taramaları ve diğer biyolojik testler, beynin işlevselliğini inceleyerek DEHB’yi diğer potansiyel bozukluklardan ayırt etmek için kullanılabilir. Ancak, DEHB’nin fiziksel bir belirteci olmadığı için bu testler genellikle birincil teşhis aracı olarak kullanılmaz.

    Yetişkinlerde DEHB’nin teşhis süreci, sadece bir psikiyatristin gözlemleri ile sınırlı kalmaz. Aile üyeleri ve yakın çevreden alınan geri bildirimler, doğru teşhis için oldukça önemlidir. Ayrıca, bir kişinin yaşamındaki iş, okul veya sosyal zorluklar, DEHB’nin varlığı hakkında daha fazla bilgi verebilir.

    DEHB Teşhisinde Kullanılan Yöntemler

    DEHB Teşhisinde Kullanılan Yöntemler

    Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), genellikle başka psikolojik veya nörolojik durumlarla karışabilecek belirtiler gösterdiği için, doğru bir teşhis koymak karmaşık bir süreçtir. DEHB’nin tanısı, yalnızca dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite gibi temel semptomların gözlemlenmesiyle değil, bu semptomların uzun süreli ve günlük yaşam üzerinde anlamlı bir etkisi olup olmadığıyla da değerlendirilir. Teşhis sürecinde birden fazla yöntemin bir arada kullanılması gereklidir. Bu yöntemler, her biri farklı bir açıdan kişiyi ve semptomlarını inceleyerek doğru tanıya ulaşılmasına yardımcı olur.

    DSM-5 Kriterleri

    DEHB’nin teşhisinde en yaygın kullanılan kılavuzlardan biri, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-5) adlı rehberidir. DSM-5, DEHB’yi üç ana başlık altında tanımlar: dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik. Yetişkinlerde DEHB tanısı koyulabilmesi için, bu semptomların en az altı ay boyunca devam etmesi ve kişinin iş veya sosyal yaşamında belirgin zorluklara yol açması gerekmektedir. Ayrıca, semptomların 12 yaşından önce başlamış olması gerektiği de DSM-5 kriterleri arasında yer alır. Ancak yetişkinlerde bu semptomlar çocuklukta fark edilemeyebileceği için, klinik gözlem ve geçmişe yönelik bir değerlendirme oldukça önemlidir.
    DSM-5’in sağladığı bu kriterler, psikiyatristlerin ve klinik psikologların DEHB’yi doğru şekilde teşhis etmeleri için bir referans noktası sunar. Bununla birlikte, DSM-5 sadece bir başlangıçtır; bu kriterlere dayanarak bir uzman, diğer test ve gözlemlerle bu tanıyı doğrular.

    Anketler ve Derecelendirme Ölçekleri

    DEHB’nin teşhisinde, semptomların nesnel bir şekilde değerlendirilebilmesi için çeşitli anketler ve derecelendirme ölçekleri kullanılır. Bu ölçekler, bireylerin kendilerini değerlendirmelerine, aile üyelerinin veya yakın çevrelerinin gözlemlerine dayalı olarak semptomların sıklığı, şiddeti ve kişinin yaşamına etkileri hakkında bilgi toplar. En yaygın kullanılan ölçeklerden bazıları şunlardır:

    • Adult ADHD Self-Report Scale (ASRS): Yetişkinlerde DEHB’nin belirtilerini değerlendiren bir öz-değerlendirme aracıdır. ASRS, bireylere semptomların ne kadar süreyle ve ne sıklıkla görüldüğünü sorar, böylece bireylerin semptomlarını anlamalarına yardımcı olur. Bu ölçek, kişilerin semptomları kendilerine nasıl yansıttığını anlamak için önemlidir.
    • Conners’ Adult ADHD Rating Scales (CAARS): Hem bireylerin hem de çevrelerindeki kişilerin gözlemleri doğrultusunda DEHB semptomlarını değerlendiren bir diğer yaygın testtir. CAARS, bireydeki dikkat eksikliği, dürtüsellik ve hiperaktivite düzeylerini ölçer. Bu ölçek, özellikle kişinin iş, okul ve sosyal ilişkilerindeki etkileri gözler önüne sererek daha ayrıntılı bir değerlendirme sağlar.
    • Barkley Adult ADHD Rating Scale (BAARS): Bu ölçek, daha ayrıntılı ve kapsamlı bir değerlendirme sunar. Semptomların tarihsel gelişimini ve günlük yaşam üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyerek DEHB’nin varlığı hakkında güçlü bir gösterge sağlar.

    Bu testler, bir uzman tarafından uygulandığında, semptomların derecesini ölçmek ve DEHB’nin varlığını doğrulamak için son derece etkilidir.

    Beyin Görüntüleme ve Nörolojik Testler

    DEHB, esasen psikolojik bir bozukluk olmakla birlikte, bazen beyindeki belirli yapıların farklılıkları ve işlevsel bozukluklar ile ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle, DEHB teşhisi koyulurken, bazı durumlarda beyin görüntüleme yöntemleri veya nörolojik testler de kullanılabilir. Özellikle fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) ve pozitif emisyon tomografisi (PET) gibi teknolojiler, beyin aktivitesindeki anormallikleri inceleyerek DEHB’nin beyinle olan bağlantısını araştırmak için kullanılabilir. Bu görüntüleme teknikleri, DEHB’li bireylerde özellikle dikkat, planlama, dürtü kontrolü ve işlem hızındaki bozuklukları gösterebilir.
    Bununla birlikte, beyin görüntüleme yöntemleri DEHB’nin tek başına teşhisinde genellikle kullanılmaz. Bu testler, genellikle diğer nörolojik bozuklukların dışlanması için veya DEHB’nin başka bir durumla ilişkisini incelemek amacıyla yapılan ek bir değerlendirme olarak yer alır.

    Klinik Görüşmeler ve Aile Öyküsü

    Yetişkinlerde DEHB teşhisinin en önemli adımlarından biri, kişiye yönelik yapılan derinlemesine klinik görüşmelerdir. Bu görüşmelerde, uzman kişi, bireyin geçmişini, aile öyküsünü ve sosyal yaşamındaki zorlukları detaylı bir şekilde sorgular. DEHB, çocukluk döneminde başlayan bir bozukluk olduğu için, bu dönemdeki okul başarısızlıkları, sosyal ilişkilerdeki sorunlar ve aile içindeki davranışsal zorluklar önemlidir.
    Klinik görüşmelerde, aynı zamanda aile üyelerinin veya yakın çevrenin gözlemleri de önemlidir. Yetişkinler, çocukluklarındaki sorunları tam olarak hatırlamayabilir veya bu durumu anlamlandırmakta zorlanabilirler. Bu nedenle, aile üyelerinin DEHB’ye dair hatırladıkları bilgileri paylaşmaları, teşhisin doğruluğunu artırabilir.

    Diğer Psikolojik Testler ve Ko-morbidite Değerlendirmesi

    Yetişkinlerde DEHB’nin teşhisinde, diğer psikolojik testler de önemli bir yer tutar. DEHB, sıklıkla anksiyete, depresyon, öğrenme güçlükleri ve bipolar bozukluk gibi durumlarla birlikte görülebilir. Bu nedenle, bu tür komorbid durumların varlığı da göz önünde bulundurulmalıdır. DEHB’nin diğer bozukluklarla karışması, yanlış tanıya yol açabileceğinden, bu tür ko-morbiditelerin de ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.

      DEHB teşhisi, birden fazla test ve gözlemin bir arada kullanıldığı bir süreçtir. Bu süreçte, bireyin geçmişi, aile öyküsü, klinik değerlendirmeler, psiko-sosyal testler ve bazen beyin görüntüleme yöntemleri bir arada çalışarak doğru tanıyı koymaya yardımcı olur. Yetişkinlerde DEHB teşhisi, doğru tedavi yöntemlerinin belirlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.

      Yorumunuzu Buraya Yazın